26 Nisan, 2024

Yabani ve Yırtıcı Kedi Türleri

Kedigiller familyasında yer alan yabani, yırtıcı bir o kadar da gizemli kedi ırkları geniş bir coğrafyaya yayılmıştır. Evcil kedilerin egzotik ve vahşi kuzenleri olan bu ilginç kedi türlerinin sır dolu yaşamlarını sizler için inceledik. Keyifli okumalar!


“Demek dışından gelenlere değil içinden gelenlere göre yaşıyor benim kedim, dedim.”  

Özdemir Asaf – Hayvanlarla Aramızdaki

Margay Kedisi



“Leopardus Wiedii” görünüş olarak Oseloya benzese de kendine has karakteristik özellikleri vardır. Doğal yaşam alanlarını Kuzey Meksika’dan Arjantin’e kadar ulaşan geniş bir coğrafya kapsar. Uçsuz bucaksız, tropik ve yarı tropik yağmur ormanlarında yaşayan vahşi kedi türüdür. Bir ev kedisi boyutlarındadır ve maymunlardaki gibi vücudunun %70’i kadar uzunluğa erişen kuyruğu bulunur. Gövdesi boyunca koyu kahverengi ve siyah desenlerin hâkim olduğu kürkünün renk tonları, sarı, ten ve kahverengi olarak geniş yelpazeye sahiptir. En ilgi çekici detay ise muazzam gözleridir. İri ve koyu kahverengi gözleri ile gece görüşünde üstün derecede yeteneklidir. Bu nedenle iyi bir gece avcısıdır. Uzun bacakları sayesinde iyi bir tırmanıcıdır da. Ayrıca ağaçta yaşamaya adapte olmuş kedi türüdür. Nesli tükenme tehdidi altındadır.


And Kedisi



“Leopardus Jacobita” sıklıkla Pampa Kedi türüyle karıştırılmaktadır. Fakat And Kedisinin daha uzun ve fazla tüyü vardır. Güney Amerika’ya özgü bir tür olan And Kedisi, And bölgesinin zorlu doğa ve iklim şartlarına adapte olmuştur. Oldukça çevik ve haraketli bir vahşi kedi türüdür. Kendisini soğuktan koruyacak uzun kıllı kürkü vardır. Boz-kahve renk tonlarının hâkim olduğu kürkünde siyah lekeler bulunur. Kuyruğunda bulunan koyu renkte halka şeritler oldukça ilgi çekicidir. Nesli tükenme tehdidi altındadır.


Balıkçı Kedi



“Prionailurus Viverrinus” yakın akrabası Bengal Kedisi ile benzerlik gösterse de belirgin biçimde Bengal Kedisinden büyük olan yaban kedisi türüdür. Güneydoğu Asya’nın tropik ve subtropik bölgeleri doğal yaşam alanları arasındadır. Orman ve sulak bölgeler olmak üzere; göl, bataklık, yavaş akan nehirlerde görülmektedir. Yeşilimsi gri renkte kürkünün üzeri siyah beneklerle kaplıdır. Pençe tırnaklarını içeri çekmeyen kedi türü olması en belirgin özellikleri arasındadır. Adından da anlaşıldığı üzre iyi birer yüzücüdürler. Yüzerek ve dalarak avlanırlar. Pençe tırnaklarıyla balık, yengeç, su salyangozu, kurbağa ve diğer su hayvanlarını rahatlıkla avlarlar. Nesli tükenme tehlikesi altındadır.


Benekli Kedi



“Felis Margarita” Kum Kedisi olarak da bilinir. Nadir görülen yaban kedisi türüdür. Orta Doğu ve Kuzey Afrika coğrafi bölgelerinde Arap Kum Kedisi olarak anılmaktadır. Çöl koşullarına adaptasyonları sayesinde çok sıcak ve çok soğuk iklim şartlarına dayanıklıdırlar. Uzun süre su içmeden yaşayabilen bir türdür. Su ihtiyacını avladığı hayvanlardan karşılayabilmektedir. Evcil kedilerden daha ufak boyutlara sahiptir. Enfes kürkleri kum rengindedir ve üzerinde karakteristik koyu renkte benekler vardır. Karın bölgeleri ise daha açık renktedir. Kürk rengi sayesinde kamufle olma ve saklanma konusunda oldukça başarılıdırlar. Badem şeklinde gözleri büyük ve parlaktır. Kazmak en büyük tutkularıdır. Nesli tükenme tehlikesi altındadır.


Serval



“Leptailurus Serval” vahşi kedi ırkıdır. Afrika kökenli etçil memelilerdir. Uzun bacakları ve normalden kısa kuyruğu ile oldukça narindir. Orta boylu kedi sınıfına aittir. Çitalara olan benzerliğiyle adından söz ettirir fakat moleküler DNA araştırmaları aslanların soyundan geldiğini göstermektedir. Afrika Altın Kedisi ve Karakulak’ın genleri ile yakınlığı Serval’in melez bir ırk olabileceğini düşündürmektedir. Kürk yapısı değişken olup genellikle siyah benekli desenlere sahiptir. Küçük kafası ve büyük kulakları oldukça karakteristiktir. Oval gözleri ile etkileyici bakışları vardır. Vahşi doğada kemirgenler, kuş, sürüngenler, böcek, balık, kurbağadan oluşan diyetine nadir de olsa keseli antilop, ceylan ve geyik de eklenir. Nesli asgari endişe altındadır.


Egzotik görünüme sahip nadir olarak karşılaşılan bu yaban kedilerinin nesli, insan merkezli bir anlayış nedeniyle tükenme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Yaşam alanlarına müdahale, doğal kaynaklarının tüketilmesi, kürk için sömürülmeleri, yasa dışı avlanma gibi pek çok faktör insanların hükmetme ve güç arzusundan doğan yıkıcı etmenlerdir. Vahşi doğaya verilen bu zarar, geri dönüşü olmayan sonuçlara sebebiyet vermektedir. Asıl amaç yaban kedilerinin doğadaki popülasyonlarını korumak olmalıdır. Yaban hayat ve doğa döngüsüne zarar vermeden gereken değeri göstermek, bu iki kadim ruhu dengede tutmak insanlığın asli görevi olmalıdır. Kısa zamanda yapılan bu yanlışlardan geri dönülmesi umuduyla.