Merhaba sevgili insan dostum, Ben evin sevimli gölgesi, penceredeki güneş avcısı, geceleri mırlayan yastık arkadaşın, yani kedinim. Bugün seninle aramızdaki ilişkiyi nasıl daha güçlü, sevgi dolu ve kalıcı hale getirebileceğimizi konuşacağız. Kulağa ciddi geliyor olabilir ama endişelenme. Sana her şeyi tatlı tatlı anlatacağım. Patilerim klavyede, başlıyoruz!
Biliyor musun, gözlerimizle çok şey anlatırız. Bir kedi olarak sana uzun uzun baktığımda aslında “ben buradayım ve seninleyim” derim. Ama en anlamlısı, o yavaş göz kırpmadır. Gözümü kısarak sana bakıyor ve yavaşça gözlerimi kapatıyorsam... işte bu, “sana güveniyorum” demektir.
Sen de aynısını yapabilirsin. Bana yavaşça göz kırp. Belki sana hemen karşılık vermem ama inan bana, içten içe mırlıyorumdur.
Yapılan araştırmalar, kedilerin yavaş göz kırpma davranışını sadece diğer kedilere değil, güven duydukları insanlara da gösterdiğini kanıtladı. Bu bir “sosyal bağ” kurma işaretidir.
Sen beni besliyor, seviyor, bakıyorsun. Ama ben de senin ruh halini hissediyorum. Özellikle seninle oynarken birlikte kahkaha attığını, mutlu olduğunu anlıyorum. Bu da beni mutlu ediyor.
Her kedinin farklı oyun tercihi vardır. Ben mesela top peşinden koşmayı sevmem ama karton kutu görünce içime başka biri giriyor!
Ben kucağa gelmeyen bir kedi olabilirim ama bu sevilmek istemediğim anlamına gelmez. Sadece doğru yerden, doğru zamanda sevilmek isterim. İşte bu yüzden nazik dokunuşlar bizim için çok değerlidir.
Evet, ben bir kedi olarak kendi alanıma aşığım. Kimi zaman pencere önünde oturur, kimi zaman koltuk altına gizlenirim. O anlarda sana ihtiyaç duymam ama bu seni sevmediğim anlamına gelmez.
Kendi alanıma çekildiğimde bana saygı duyarsan, kendimi daha güvende hissederim. Zaten az sonra gelip kucağına kıvrılırım.
Alanıma saygı göstermek, bana “senin kararlarına saygı duyuyorum” demek gibidir. Bu da bana olan sevgini hissettirir.
KEDİ GİZLİ MESAJI: Bazen yalnız kalmak, daha sonra sana daha yakın hissetmemi sağlar.
Senin sesin bana yol gösterir. Özellikle benimle tatlı tatlı konuştuğunda... ah o mırlamaları tutamıyorum! Ama sinirli veya yüksek sesle konuştuğunda, ürküyorum. Hatta bazen senden uzaklaşıyorum.
Benim için hayatın küçük ritüelleri vardır: Sabah güneşinde pencere keyfi, akşam mama sonrası kanepeye uzanmak... Bunlar hayatımın yapı taşları. Rutinlerimin bozulması beni huzursuz eder.
Eğer bu ritmi oturtursan, hem ben hem sen daha mutlu bir yaşam süreriz.
Kediler köpekler gibi eğitilemez sanıyorsan... yanılıyorsun. Biz de öğreniriz, ama zorla değil, sevgiyle!
Sen bana “aferin benim akıllı kedim” dediğinde içimde kelebekler uçuyor. Bu tip pozitif pekiştirme sayesinde istemediğin davranışları azaltabilir, güzel alışkanlıklar edindirebilirsin.
Uzun zaman boyunca biz kediler “asosyal” olarak görüldük. Ama bu doğru değil. 2017 yılında yapılan bir çalışmada, kedilerin insanlar arasında seçici sosyallik geliştirdiği kanıtlandı. Yani ben seni seviyorsam, o özel bir bağ kurmuşumdur.
Yani aslında ben, kalbimi öyle herkese açmam. Ama sana açtıysam, bu büyük bir şey!
Blogumuzu okuduğunuz için teşekkür ederiz! Daha fazla bilgi ve ilham verici içerik için diğer blog yazılarımıza da göz atmayı unutmayın. 🐾
Emama Pet Blog