İnsanlarda olduğu gibi köpekleri de hıçkırık tutar. Hatta sevimli dostlarımızı hıçkırırken seyretmek bizlere sevimli ve tatlı gelmektedir. Köpeklerin de zaman zaman hıçkırması gayet normaldir, endişe etmeye gerek yoktur. Fakat bazı durumlarda hıçkırmak belirli rahatsızlıkların habercisi de olabilmektedir. İşte bu yazımızda hıçkırığın nedenleri ve köpeğinizi dinleyerek alabileceğiniz önlemler üzerinde durduk.
Köpekler ve insanlarda hıçkırık aynı nedenlerle ortaya çıkar. Hıçkırık, diyafram kaslarının ritmik kasılmasıyla oluşmaktadır. Ani olarak, istemsiz ve kontrol edilemeyen bir şekilde ses tellerinin kapanmasıyla çıkan sestir. Tetiklendiğinde refleks olarak diyafram kasılır ve ses telleri hızla kapanır. Dakikada birkaç kez tekrarlanabilmektedir.
Köpeklerin hıçkırması birçok nedene bağlı olarak gelişebilmektedir. Kendiliğinden gelişen hıçkırık bir süre sonra kesilir. Olağan dışı bazı komplikasyonlardan ileri de gelebilmektedir. Yavru köpeklerde sık karşılaşılır. Köpeklerde hıçkırığın nedenlerini daha detaylı açacak olursak;
En yaygın nedenler:
Olağan dışı dikkat edilmesi gereken nedenler:
Köpek distemper virüs yani köpek gençlik hastalığı ölümcül bir virüstür. Sinir sistemlerine etkisi nedeniyle hıçkırık görülebilmektedir.
Hıçkırığın olası nedenlerinden biri olarak gastrointestinal rahatsızlıklar verilebilir. Dışkıda kan, kusma, ishal olarak kedini belli eden mide rahatsızlıklarında semptom olarak kendini göstermektedir. Böyle bir problem karşısında köpeğinizin vakit kaybetmeden veteriner hekim muayenesinden geçmesi önemlidir.
Parazit sorunları hıçkırığa neden olmaktadır. Özellikle kalp kurdu, kancalı kurt gibi parazitler solunum yolu problemlerine yol açmaktadır. Kancalı kurdun larvaları solunum yoluna yerleşerek tahribata neden olmaktadır. İshal, kusma gibi belirtiler hıçkırık ile gelişir ve devam ederse veteriner hekime başvurmanız gerekir.
Solunum yolu rahatsızlıkları hıçkırık oluşumuna neden olur. Hapşırma, hırıltılı soluk alıp veriş, burun akıntısı ve öksürük solunum yolu belirtileri arasındadır ve hıçkırık ile beraber görülmesi durumunda dikkat edilmesi gerekir.
Birkaç dakika içerisinde geçebilecek spontane oluşan, endişe gerektirmeyen hıçkırık türüdür.
Gün içerisinde tekrarlar ve rahatsızlık verebilmektedir fakat endişe gerektiren bir tür değildir.
Hıçkırık türleri içerisinde en dikkat edilmesi ve önemsenmesi gereken hıçkırıktır. Altına yatan nedenler yukarıda belirtmiş olduğumuz rahatsızlıkların bir belirtisi olabilmektedir. Veteriner hekimle iletişime geçmeniz gerekmektedir.
Ev içerisinde sevimli dostunuzun davranış rutinlerini bilmeniz, düzenli olarak göz takibinizde olması çok önemlidir. Erken teşhis, tanı ve tedavi için ihmal edilmemelidir. Köpeğinizin sağlığı, refahı ve mutluluğu buna bağlıdır.
Daha önce de belirtmiş olduğumuz gibi kendiliğinden gelişen ve kısa süreli olan hıçkırık çoğu zaman zararsızdır. Uzun süreli devam eden bir hıçkırık ise köpeğinizi rahatsız ederek yaşam kalitesini düşürmektedir. Altta yatan diğer nedenler araştırılmalıdır. Eğer köpeğinizin;
gibi klinik belirtileri göstermesi akut rahatsızlıkların habercisidir. Vakit kaybetmeden uzman bir veteriner hekimin görmesi önem arz eder.
Hıçkırığı önlemek için yapabileceğiniz ufak adımlar köpeğinizin yaşam konforu için de gereklidir. Peki nedir bu adımlar;
Tüm bunları yaparken köpeğinizi sakinleştirmeyi, ona sevgiyle yaklaşmayı ihmal etmeyin. Yabancısı olduğu böyle durum karşısında korkmuş, ürkmüş olma ihtimalini göz önünde bulundurmanız gerekir. Şiddetle yaklaşmak, korkutmak bir çözüm değildir aksine köpeğinizin strese girerek hıçkırık ataklarının daha da tetiklenmesine neden olabilirsiniz.
📌 Bu bloga da göz atmayı unutmayın: Köpeğim Yemek Yemiyor – Ne Yapmalıyım?
Eğer hıçkırık kendi kendine düzelmiyor ve başka belirtilerle bir kendini gösteriyorsa, veteriner hekim görüşü almanızı gerektirecek başka hastalıkların habercisi olabileceğini belirtmiştik.
Böyle bir vaka ile karşılaşan veteriner hekim, altta yatan nedenleri araştırır, bulguları inceler, teşhis koyarak sorunu çözmeye odaklı tedaviye başlar.
Veteriner hekim bir dizi test yapılmasını isteyecektir. Bunlar; Karın ultrasonu, göğüs röntgeni ve kan tahlilidir. Eğer sorun mide ve yemek borusunun tahrişi ile geliştiyse reçeteli ilaçlarla müdahale edilmek istenir. İlaçlar etkisini göstermediği durumlarda endoskopiye başvurulur. Bazı vakalarda ise cerrahi müdahaleler gerekebilmektedir.
Blogumuzu okuduğunuz için teşekkür ederiz! Daha fazla bilgi ve ilham verici içerik için diğer blog yazılarımıza da göz atmayı unutmayın. 🐾
Emama Pet BlogYazar: Eylem Özmen
Evcil hayvanlar ve bakım ipuçları konusunda deneyimli bir yazar. Hayvan dostlarının hayatını kolaylaştırmayı hedefler.
Düzenleyen: Mert Ali İbiş